* Makalenin ilk yayın tarihi 26/05/2023
Adalet ve Kalkınma Partisi
2023 Seçimlerinde en ağır hasarı gören partilerden biri AK Parti oldu. Sadece 6 ilde oyunu arttırabilmesine (ki bu illerden Batman ve Diyarbakır’da Hür Dava Partisi'nin oylarının eklenmesi, Iğdır’da gösterilen adayın katkısı etkili olurken, Bayburt, Şırnak ve Hakkari’de oy artışından ziyade oyunu korumuş olduğu daha doğru bir tespit olur.) karşın özellikle büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin güneydoğu bölgesi haricindeki illerin tamamında %10’a varan oy erimesi yaşadı. Oy kaybı yaşamasının en büyük nedenlerinden biri olarak elbette Yeniden Refah Partisi’ne olan yönelim oldu. YRP’nin ittifakta yer alması Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda %49,52 oya ulaşmasına olumlu katkı sağlarken AK Parti’den YRP’ye önemli miktarda oy kayması yaşanmasına da sebep oldu. Ayrıca özellikle iç Anadolu’daki AK Parti seçmeninde MHP’ye yönelik oy kayması 2018 seçimlerinde olduğu gibi 2023 seçimlerinde de devam etti. 2018 seçimlerinde Genel Başkanlarını AK Parti listesinden aday göstererek seçimlere girmeyen Büyük Birlik Partisi de Türkiye genelinde elde ettiği % 1’lik oyla AK Parti seçmeninden oy kayması yaşanan bir diğer parti oldu. Zira BBP’nin son kez tek başına girdiği 1 Kasım 2015 seçimlerindeki oyu daha bölünme yaşanmamasına rağmen %0,25 idi.
AK Parti’nin listelerinde 3 adayına yer verdiği Demokratik Sol Parti’nin herhangi bir katkısı olmamakla birlikte AK Parti kazandığı bir vekilliği DSP’ye hediye etmek zorunda kaldı. Bilhassa Batman ve Diyarbakır’daki oy katkısı yadsınamayacak ölçüde etkili olan Hür Dava Partisi de keza 4 vekillik elde ederek AK Parti’den 3 vekil daha eksiltmiş oldu. Yaşanan oy erimesi 2018 seçimlerinde sadece 1’i BBP olmak üzere 295 milletvekili seçtirme başarısı elde eden AK Parti’nin 2023 seçimlerinde 4’ü HÜDAPAR, 1’İ DSP’li olmak üzere 268 vekile düşmesine neden oldu.
AK Parti’nin, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılından bugüne yaşadığı iç hizip çatışmaları son seçimde artık geleneksel bir taban haline gelen seçmeninde de fark edilir boyuta geldiğinden, AK Parti tabanında Erdoğan ile AK Parti’yi farklı konumlandırma 2018 genel seçimleri ve 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi son genel seçimde de oy verme davranışına yüksek oranda yansımıştır. 2018 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyun % 81’i genel başkanı olduğu AK Partiye giderken 2023 seçimlerinin ilk turunda bu oran % 72’de kalmıştır.
Akparti tabanında son 10 yıldır başlayan “Reisçilik” anlayışı, son iki genel seçim ve yerel seçimde “Reisçi”liğin, “Akpartil”ilik kavramından bağımsızlaşmasına etki etti. AK Parti yönetiminin 21 yıllık uzun iktidar süresinin getirdiği, zamanında CHP’nin de 27 yıllık iktidarında benimsemiş olduğu gibi “parti eşittir devlet” anlayışı AK Parti seçmeninde Parti’nin yozlaşmasına karşı tepki olarak kendini artık AK Partili değil sadece “Reisçi” olarak tanımlamasını hızlandırdı. AK Parti yöneticilerinin aynı CHP yönetici elitlerinin kullandığı üstenci dil sayesinde tabanın, oy verme tavırlarında Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan, parti için ise Cumhur ittifakında yer alan diğer partilere protesto oy verme olarak artan bir eğilim başladı. AK Partinin yaşadığı bu değişim eğer kadrolar tamamen yenilenmezse uzun süre siyasette yer etmeye devam edebilir ancak artık “Reisçi” taban için AK Partiye ilgi seçimlerde sadece gösterdiği adaylarına göre dalgalanma yaşayacaktır. Zira ittifak ortağı partilere yayılan “Reisçilik” anlayışı özellikle MHP de iki genel ve bir yerel seçim geçirilmesi sayesinde artık Reisçi ama MHP’li, son seçimlerle birlikte Reisçi ama YRP’li, BBP’li yeni bir seçmen kitlesi haline geliyor. Bununla birlikte HÜDAPAR’ın AK Parti’ye yakın medya organlarında meşrulaştırılması ve legalize edilmesi birkaç yıl içinde HÜDAPAR’ın özellikle Kürt kökenli AK Parti seçmenlerinin Reisçi ama HÜDAPAR’lı bir kimliğe dönüşmesine yol açacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi
2018 seçimlerine göre oyunu arttırmış gibi görünmekle birlikte Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekilliği aday listelerine yoğun bir şekilde yerleştirdiği 5 ayrı partiden dolayı TBMM’de temsil kabiliyeti açısından kendi bacağına sıkan bir konuma düştü. Oylarının artışında, listelerinden yer verdikleri Demokrat Parti. Demokrasi ve Atılım Partisi, Gelecek Partisi’nin beklediklerinin çok altında kalmış olmasına rağmen seçmen sayısı düşük 5 ilde seçime girmeme karşılığında seçmen sayısı yüksek olan 9 ilde İYİ Parti’nin CHP lehine çekilmiş olması, Saadet Partisi tabanının Parti kararına uyarak seçim kampanyasında diğer ittifak ortaklarının aksine aktif katılım sağlaması ile yerel ölçekte olsa bile Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’ün Erzincan’dan aday gösterilmesi etkili olurken, kısmi oy artışında en büyük etkenlerin başında hem HDP’nin güçlü olduğu güneydoğu ve doğu Anadolu illerinde hem de Türkiye’nin diğer bölgelerinde yaşayan HDP seçmenlerinden CHP’ye yönelik oy kayması oldu.
Ancak yıllardır muhalefette yaşamaya alışan CHP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Genel Başkanlarına seçimi kazandırabilmek için başta HDP olmak üzere sağ ve sol kanatta yer alan tüm siyasi gruplara mavi boncuk dağıtması ve milletvekilliği listelerinin kendi adaylarından çok sağda yeni oluşmuş %1’in altında oy tabanı olan partilerden gelen isimler olması teşkilatının ve geleneksel seçmeninin (özellikle Trakya bölgesi ve İzmir) motivasyonunda düşmeye yol açmıştır. HDP ile üstü örtülü yapılan görüşmelerin basına yansıması milliyetçi genç tabanında Muharrem İnce’nin Memleket Partisi’ne geçişini hızlandırdı. Seçime az bir süre kala dağılma sürecine girmesine karşın Memleket Partisi’ne %0,92 oy kaybı yaşadı. Muhafazakâr sağ ile yaptığı ittifaklar da seçmen kitlesinde Türkiye İşçi Partisi’ne yönelimi arttırmakla birlikte TİP’in seçim kampanyası sırasında yaptığı stratejik hatalar nedeniyle zoraki de olsa önemli bir bölümünü sadece “oy” bazlı olsa da geri alabilmiştir. Ancak TİP’in TBMM’de muhtemelen devam edecek olan kuvvetli muhalefet anlayışı CHP seçmeninde TİP’e yönelik seçmen kayışını hızlandıracaktır.
1989 Yerel seçimlerinde elde ettiği başarının ardından girdiği 1991 genel seçimlerinde HDP’nin öncülü Halkın Emek Partisi ile yaptığı ittifak güneydoğu ve doğu Anadolu bölgeleri haricinde oylarına olumsuz etkide bulunmuş iki sene öncesinde yerel seçimlerde aldığı %28,67’lik oy oranı PKK uzantısı siyasi oluşumla yapılan iş birliğine tepki olarak %20,75’e gerilemişti. Aradan geçen 30 yılda CHP’nin; HDP ile arasına çizgi çekememiş olması seçmen nezdindeki olumsuz imajını pekiştirerek 2023 seçimlerinde de hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekilliği seçim sonuçlarına yansıdı. Partinin sürekli yaşadığı eksen kaymalarının her seçim “yine de” anlayışıyla oyunu alabildiği Atatürkçü ve sosyal demokrat tabanını temelli kaybetmemesi için CHP’nin artık parti adı da dahil olmak üzere “sosyal demokrat” çizgisine geri dönerek yeniden yapılanması gerekmektedir.
Millet İttifakı bileşenleri olarak Cumhuriyet Halk Partisi listelerinden seçimlere giren DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partiler seçimin en kârlı partileri olarak görünmekle birlikte bundan sonrası onlar için diğer partilere göre daha zor geçecektir. Parti politika ve stratejilerinin aksine CHP ile işbirliklerinin muhtemelen son kez olduğu 2023 seçimlerinin ardından 2024 seçimlerinde seçmenlere kendilerini izah etmeyi başarmaları çok da mümkün görünmüyor.
Milliyetçi Hareket Partisi
Başta Sinan Ateş cinayeti olmak üzere Ülkücü tabanda parti politikalarına yönelik dinmeyen bir tepki yaşamakta olan ve bir önceki genel seçimde olduğu gibi büyükşehirler ve sahil kentlerindeki oy erimesi devam Milliyetçi Hareket Partisi, bu seçimde de AK Parti’nin iç Anadolu ve yurtdışında yerleşik seçmeninden devam eden kendisine yönelik oy kaymasına rağmen her seçimde olduğu gibi düşüş bandında devam ederek partinin 2018’de %11,1 olan oyundaki düşüşü %10,1’de kalmasına neden oldu. MHP oylarında düşüş yaşamasına rağmen AK Parti’nin oylarında yaşanan sert düşüşle birlikte özellikle AK Parti’nin birinci olduğu illerde 2018 seçimlerine göre 1 fazla vekil çıkararak 50 milletvekili ile temsil hakkı sağladı.
Ancak parti yönetiminin seçimlerde yaşadığı hezimeti, her seçim öncesinde anketlerde %5-7 arasında gösterilen oyunun çok üstünde almasını bahane ederek seçim yenilgisi yaşadıklarını seçmenine yine unutturmayı başardılar. Her ne kadar üstünü örtmeye çalışsalar da ülke nüfusunun toplanma merkezleri olan İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi illerde yaşanan oy ve milletvekilliği kayıpları parti için artık bıçak sırtında olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
1999-2002 başarısız iktidar deneyiminden hiçbir ders alınmadığı, partinin ekonomi, tarım ve eğitim politikalarında kullandığı söylemlerin içi boş popülist söylemler içermesinin dışında herhangi bir model çalışması içermemesi, partizan kimlik taşımayan seçmen kitlesi için oy verme davranışında alternatif olarak bile görülmemesine karşın milliyetçi-muhafazakâr kesimin hassas noktalarını kaşıyarak yaşadığı erime sürecinin üstünü örtmeye çalışıyor. Ancak Ülkücü tabanda da karşılık bulmayan Parti yöneticilerinin kendi memleketlerinde seçilemeyeceklerini bildiklerinden can simidi olarak aday oldukları büyükşehirlerde partinin neredeyse vekil çıkartamayacak hale gelmesi ve MHP yönetiminin yaşamını devam ettirebilmek için adeta “yapıştığı” AK Parti’nin her an MHP ile bağları koparma ihtimalinin artması artık MHP için ertelenen değişimin yaklaştığını da gösteriyor.
İyi Parti
Yılın başında hem MHP’den hem CHP’den hem de AK Parti’den kendisine yönelen seçmen kitlesiyle % 17-18’lik bir banda erişen İYİ Parti, doğru bir strateji olarak Millet İttifakının liderliğini almaya çalışırken 3 Mart 2023 tarihinde CHP’nin karşı hamlesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak ittifakın diğer 4 ortağıyla birlikte dayatmasıyla birden boşluğa düştü. Düştüğü yerden kalkmaya çalışmasına rağmen anket şirketleri için tahmini en zor partilerden biri haline gelen İYİ Parti; seçmen sayısı düşük 5 ilde CHP’nin İYİ Parti lehine çekilmesine karşın içinde geleneksel Ülkücü tabanın güçlü olduğu 9 ilde seçime girmemesi ve daha da önemlisi seçimlerde %2,2 oy alan Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nin yaşattığı ciddi oy eksiltmelerine rağmen 2018’de %10 olan oy oranını 2023 seçimlerinde %9,7 alarak yine de korumayı başardı. Ancak Ümit Özdağ’ın ardından seçimden çok kısa bir süre önce kamuoyu önünde yaşanan Yavuz Ağıralioğlu’nun ayrılış süreci, seçmen nezdinde partinin seçimler sonrasında yaşayacağı dağılma sürecinin ön habercisi gibi görülerek aday bazlı tercihlerle ayakta durabildi.
İYİ Parti 2018 seçimlerinde Gültekin Uysal’ı aday göstererek Afyon’da bir ülkücü kökenli vekilden vazgeçmenin getirdiği acı deneyimin kendisine sağladığı tecrübe ile millet ittifakında yer alan diğer sağ partilerin kendi listesinden seçime girerek artı 5 vekillik karşılığında onlara vermek zorunda kalacağı 20-25 vekillik nedeniyle ortak liste bombasını CHP’nin eline bıraktı. Ankara ve İstanbul ‘da CHP seçmeninin liste tepkisinden yönelen bir kısım oyu da emaneten kendisine dahil edebildi. Böylece en azından kendi gücünü korumuş oldu. Bağımsız Türkiye Partisi ile ittifak görüşmesinde İYİ Parti “Gültekin Uysal” tecrübesinden faydalanarak BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’a Trabzon 1. sırayı değil, 2. sırayı önermesi ittifakın gerçekleşmemesine neden oldu. Fakat bu sayede kendi tabanını küstürmeyerek Trabzon’da bir vekillik çıkarmayı başarabildi.
2018 genel seçimleri ve 2019 yerel seçimlerine katılmış bir parti olmasına rağmen geçen süre zarfında kurumsallaşmasını bırakın tamamlamayı daha da dağınık bir hale gelmesinin en bariz göstergelerinden biri olarak İYİP’in yurtdışından aldığı oyların ülke içinde aldığı oy oranına göre üçte bir oranda kalması olarak görülebilir.
Ankara örnekleminde olduğu gibi; 1991 yılından beri Türkiye Büyük Millet Meclis’inde yer alan (MHP’nin baraj altında kaldığı 1995-1999 ile 2002-2007 yılları hariç) Koray Aydın’ın yine milletvekili adayı yapılması, Aydın’ın ardında 2. sıra olarak Şanlıurfa’lı kimliği daha ağır basan Ahmet Eşref Fakıbaba’nın Şanlıurfa yerine ağırlığın Çankaya olduğu Ankara 1. bölgeden aday gösterilmesi hem tabanı için moral bozukluğu yaratırken hem de Sadullah Ergin’in aynı bölgeden CHP adayı gösterilmesine tepki gösteren CHP seçmeninin oylarının kendisine kaymasına set çekti.
Birçok ilde partinin bazı adaylarının neden 1. sıra gösterildiğinin izaha muhtaç olduğu aşikarken her ne kadar ülkücü tabanda ağırlığı olmasına rağmen çoğu ilde 1 ve 2. sıralara ülkücü hareketin önde gelen isimlerinin yerleştirilmiş olması sandığa olumlu yansımasıyla birlikte bir yandan da İYİ Partinin gençlik yapılanmasına da siyasette önlerinin kapalı olduğu mesajı vererek sahadaki motivasyonlarını düşürdü.
İYİ Parti’nin içinde yetişmiş olduğu MHP’nin diğer partilerin aksine resmi Gençlik Kolları yapılanması kültürü olmamasından dolayı, İYİP Gençlik Kolları örgütlenmesi de partiye artı değer katamadı. Ülkücü hareketin alışık olmadığı bu teşkilatlanma anlayışında İYİP de beklentinin altında kaldı. Parti-Ocak ayrılığı sayesinde MHP’nin Ülkücü gençleri aktif siyasetten uzak tutarak sadece elit bir grubun elinde yaşlanmasına alışık olan İYİP yöneticileri de Gençlik Kollarından gelerek parti yönetiminde söz sahibi olmasına karşı oluşturduğu duvarı aşmanın zor olması Gençlik Kollarının hem güçsüz kalmasına hem de dışarıdan katılımın düşmesine neden olmuştur.
İYİP’in halihazırda mevcut yönetim kadrosuyla devam etme ısrarı haziran sonunda gerçekleşecek kongrelerinde sürerse hem taban hem teşkilat hem de milletvekilleri için ayrılık sürecini hızlandıracaktır. Kongrede yeni ve genç bir yönetim devralırsa Yıldırım Tuğrul Türkeş’in milliyetçi partiler için önerdiği “lig” yapılanması ile milliyetçi/ülkücü tabanda söz sahibi olmayı sürdürebilir.
Halkların Demokratik Partisi / Yeşil ve Sol Gelecek Partisi
2023 seçimlerinin en ağır hezimetini yaşayan parti olarak Yeşil Sol Parti’ye dahil olan HDP görülebilir. 2018 seçimlerinde TİP dahil sosyalist partilere yer vererek tek başına giren HDP %11,7 oy almayı başarırken son seçimde ittifak ortağı TİP’in aldığı %1,7 ve kendisinin aldığı %8,8 oranındaki oylar ile toplamda ancak %10,5 ittifak oyu elde edebildi. Sadece Türkiye genelinde değil, yurtdışında yaşayan seçmenlerinde de oy kaybı yaşayarak Kürt seçmeni konsolide ettiği iddiasını boşa düşürmüş oldu. Parti içinde dışarıya yansıtılmamaya çalışılan Öcalan-Demirtaş rekabeti ya da diğer deyişle Türkiyelileşme anlayışına taraftar olanlar ile ayrılık yanlıları arasındaki çekişme seçmen nezdinde Türkiyelileşme yanlılarının 2023 seçimlerinde YSP’den farklı oy kullanma tercihine yol açtı.
Ayrıca yoğun akrabalık ilişkileri sayesinde aday bazlı olarak ekstra elde ettiği oyların da düşülmesi halinde HDP/YSP siyaset anlayışının ideolojik bağlamda Kürt toplumundaki etkisinin giderek güçsüzleştiğine işaret ediyor.
AK Parti’nin de yaşadığı oy kaybı sayesinde milletvekili sayısında bir önceki seçime göre kayıp yaşamamalarına rağmen ilerleyen dönemde partide sosyalist solun uzaklaşmaya devam etmesiyle (yanlarında sadece 2 milletvekilliği verdikleri Emek Partisi kaldı) birlikte Kürt milliyetçiliğinde radikalleşmenin tekrar ağır basacağı bir döneme doğru ilerliyor.
Yeniden Refah Partisi
Saadet Partisi’nde yaşanan fikri ayrılıkların artması zaten daha öncesinde Saadet Genel Merkezi ile bağlarını koparmış olan Fatih Erbakan’ın 2018 yılında neredeyse sıfırdan oluşturduğu YRP, ilk kez girdiği seçimlerde yaptığı politik manevralarla “oyun kurucu” bir parti olduğu mesajını seçmen nezdinde kuvvetlendirdi. Millî görüş kökenli hem AK Parti hem de Saadet seçmenlerine verdiği mesajlar, Cumhur ittifakı sayesinde baraj kaygısının olmaması %2,8’lik oya erişmelerini sağladı. Her ne kadar baraj kaygısı olmamasına karşın, milletvekili çıkarabilecek oya erişemeyeceği düşüncesi büyükşehirler dışındaki oylarını olumsuz etkiledi. Eğer Türkiye’nin her yerinde vekil çıkarabilecek oyu alabileceği kanısını hâkim kılsaydı genel seçimlerde aldığı oy oranı 2023 için %5’e yaklaşabilirdi.
AK Parti’nin tabanında partiye olan olumsuz bakış açısının devam etmesi halinde YRP eğer 2024 yerel seçimlerinde AK Parti tabanını küstürecek bir hamlede bulunmadığı takdirde bir sonraki genel seçimlerde kendi oyunu katlayacaktır. Ancak bu oy artış hızının devamına sessiz kalmak istemeyecek olan AK Parti yönetiminin alacağı tavırlar iki parti arasında sert bir zıtlaşmaya da yol açabilecektir.
Zafer Partisi
Kurulduğu günlerde ülke gündemine hızlı bir giriş yaparak ses getiren Zafer Partisi; düzensiz göçmenlerin ülkelerine gönderilmesinden başka ülkenin başta ekonomi olmak üzere diğer önemli sorunlarına “çözüm”lerinin propagandasının yapılmaması, kullandıkları propaganda dilinin yer yer ciddiyetten uzak olması bununla birlikte Parti kadrolarının “toplama” görünmesi, teşkilatlandırma sırasında partiye zarar verebilecek isimlerin elekten geçirilmeden partide etkin konuma gelmesine müsaade edilmesi, parti ambleminde kullanılan renklerin Nazi bayrağındaki gibi kırmızı ve siyah renkten oluşturulması ve söylemlerin de etkisiyle Zafer Partisinin “ırkçı” imajından kurtulamaması, sadece sosyal medya üzerinden propagandayla istenen etkinin başarılabileceği düşüncesinin hatalı olması, 12 ilde seçime girilmemiş olması, MHP kökenli İYİ Parti’de olduğu gibi yurtdışında teşkilatlanmasının geri planda kalması nedeniyle hedeflediklerinin çok altında oy alabildiler.
Memleket Partisi ile ittifak kararını açıklayacakları günün sabahı yaşanan deprem felaketinin ardından mart ayında Mansur Yavaş’ın Zafer Partisince Cumhurbaşkanı adayı olarak lanse edilmesine Muharrem İnce’nin tepki göstererek ittifaktan ayrılması iki partinin birlikte barajı geçebileceklerinin öngörülmesine karşın tek başlarına kaldıklarında baraj altına oy gitmesin düşüncesiyle önemli miktarda potansiyel seçmen kitlesini diğer partilere geri yönlendirmiştir.
Ancak tüm olumsuz koşullara karşın partinin aldığı %2,23’lük oy çoğunlukla İYİ Parti seçmeninden gelse de MHP’den ve düşük oranda CHP ile Vatan Partisi’nden kaçan Ulusalcı oyları da kendisinde toparlayabildi. MHP’den gelen oyları için belki de en dikkat çeken ayrıntı, ülkücü tabanın Sinan Ateş cinayetine sandıkta gösterdiği tepki olarak Zafer Partisi’nin en yüksek oy oranına ulaştığı ilin Bursa (%3,63) olması ile açıklanabilir.
Düzensiz göçmen sorununun ülkenin diğer bölgelerine göre daha az yaşandığı illerde (özellikle İç Anadolu bölgesi) aldığı oy oranının partinin genel oy oranının altında olması da partiye oy vermede seçmen davranışının partinin propagandasıyla doğru orantılı olarak “sığınmacı sorunu” olduğunu teyit ediyor.
Hem iktidar hem de muhalefet yanlısı medya tarafından görmezden gelinen Zafer Partisi, Sinan Oğan’ı Cumhurbaşkanı adayı göstererek kendi parti propagandasına son derece olumlu katkı yaparken 2. turda Oğan’ın aksine Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı da seçimden sonra hitap etmek istediği asıl tabanın İYİ Parti ve CHP olduğunu göstererek stratejik bir hamle yaptı.
Zafer Partisi 2024 yerel seçimlerinde partinin gücünü ikiye/üçe katladığını gösteremezse muhtemelen dağılma sürecine ya da tabela partisi hüviyetine dönüşebilir. Ancak öncelikle parti genel merkez yönetiminin ve İl teşkilatlarının halkta karşılık bulan isimlerle güncellenmesi, parti logosunun kırmızı-mavi-yeşil renklerin kullanıldığı bir tasarım yenilenmesi ile seçmen kitlesinin genişlemesine yol açacaktır. Sadece sığınmacılar değil, tarım, eğitim, ekonomi, teknoloji vd. politikalarının da gündemi belirleyen bir yapıya kavuşması, dağılma sürecindeki Memleket Partisi’ndeki gençlerin Zafer Partisi’ne son dönemde başlayan ilgisini parti bünyesine dahil etmeyi de başarması halinde bir sonraki genel seçimlerde milliyetçi lig/ittifak da oluşturulabilmesi ile Türk siyasetinin önemli kurumsal figürlerinden biri haline gelebilir. Türkiye’deki kurumsallaşmanın dışında İYİ Parti’nin başaramadığı yurtdışı teşkilatlanmaya da özel bir önem göstermesi gerekmektedir.
Türkiye İşçi Partisi
HDP listelerinden 2018 seçimlerinde iki vekil olarak seçilmelerine rağmen, HDP’den Ahmet Şık’ın, CHP’den Sera Kadıgil’in de katılımlarıyla TBMM’de farklı ve aktif bir protest tavır yürütmeleri bir bölümü yıllardır HDP’ye oy veren bir bölümü de “yine de” CHP tercihinde bulunan sosyalist sol seçmen için büyük ölçüde konsolide eden bir parti olarak seçim kampanyasına başladılar. Ancak HDP’nin hem ittifak görüşmeleri sırasında hem de milletvekilliği listelerinin belirlenmesi sürecinde takındığı aşağılayıcı ve üstenci dile karşı ses çıkarmamaları hem de CHP’den kendilerine kaymaya başlayan yeni seçmenlerinde 24 Nisan 1915’e ilişkin yayınladıkları mesajın içeriğinin hayal kırıklığı yaratması bir de üstüne özellikle Ege sahil şeridinde yer alan illerde milletvekili çıkaracak oyu bulamayacakları düşüncesiyle CHP’ye geri dönen seçmenlerin de etkisiyle %3’ü kolaylıkla geçebilecekken %1,7’de kaldılar.
Yeni parlamentoda da 4 vekille temsil edilecek olan Türkiye İşçi Partisi; Ahmet Şık’ın HDP hakkındaki gerçek görüşlerini yansıttığı bir videonun ortaya çıkmasıyla bundan sonrasında artık HDP ile yol yürüyemeyeceklerinin bilinciyle muhtemelen CHP’ye daha fazla yaslanan bir ittifak arayışı içerisinde olacaklardır. Marjinal konulara gereğinden fazla yer vermek yerine, halkın başta ekonomi ve işsizlik gibi genel sorunlarıyla ilgili etkili muhalefete daha fazla ağırlık vermeleri hem Türkiye için hem de kendi Partilerinin büyümesi için olumlu olacaktır. Ertelemeye çalışmadıkları sürece TİP için HDP/YSP ile ilk yol ayrımının işaretleri ise 2024 yerel seçimlerinde ortaya çıkacaktır.
Büyük Birlik Partisi
MHP ve İYİ Partideki yıpranmaya karşın özellikle 2018 seçimlerinde Mustafa Destici’nin AK Parti listesinden seçime girme kararı alındığında sadece kendini milletvekili seçtirecek şekilde anlaşılmış olması (Genel Başkanlıktaki kuvvetli rakibi eski Nizam-ı Alem Ocakları Genel Başkanı Tuna Koç’un Ankara 3. Bölgede 7. Sıraya konması, Parti’nin en güçlü olduğu Sivas’ta son sıranın BBP’ye verilmesi, sonradan Partiden ayrılarak Milli Yol Partisi’ni kuran Remzi Çayır’ı Diyarbakır’da 7. Sıraya koyması) tabanda ittifak pazarlığı yapılırken Destici’nin şahsi menfaatin önde olduğu algısını kuvvetlendirdi.
Büyük Birlik Partisi'nin en son tek başına girdiği 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde aldığı %0,54 oy oranı ile karşılaştırıldığında oylarını neredeyse 2 katına çıkardı yorumu hatalı olacaktır. 7 Haziran 2015 seçimlerinde Saadet Partisi ile yaptığı ittifak ile toplamda iki parti %2,06 oy elde ederken bu oyun yarıya yakınının BBP’ye ait olduğu düşünülürse (1 Kasım seçimlerinde Saadet Partisinin oyu da %0,64’e düştü) oy oranının sabit kaldığı değerlendirmesi daha doğru olabilir.
Ancak AK Parti’den ve MHP’den tepki oyu olarak BBP’ye gelen tepki oyları da değerlendirildiğinde seçimde elde ettiği %0,98 oy oranı ile partinin sadece genel siyasette değil, ülkücü tabanda da artık bir ağırlığının kalmadığını, Sivas’ta alınan %10 oyun hem merhum Muhsin Yazıcıoğlu’na vefa hem de 1. sıra adayının eski Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp olması nedeniyle lokal bazda kaldığı bu seçim sonrası parti yönünü belirleyemezse dağılma sürecine girecektir. Ya da iddialar doğru ise Mustafa Destici’nin muhtemel direnişine karşın taze kan olarak Yavuz Ağıralioğlu ile yola devam edecektir. Eğer Ağıralioğlu yeni bir parti kurarsa BBP’nin dağılış hızı beklenenden çok daha hızlı olacaktır.
Memleket Partisi
Muharrem İnce’nin 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı %30,64 oyun CHP’nin aldığı oydan fazla olmasının yarattığı yanlış algıyla 2023 seçimlerinden sadece bir sene önce kurduğu Memleket Partisi; İnce’nin CHP yönetimine olan haklı eleştirilerine karşın ilerleyen süreçlerde kullandığı siyasi dil ve hedefinin iktidar/Cumhurbaşkanı olmak değil CHP ile mücadele etmek olduğunun ortaya çıkması ile yanında yer alan siyasi tecrübeleri az olsa da genç ve dinamik bir kitleyi demoralize etmeyi başardı.
Seçim sath-ı mailine girilmesiyle birlikte hızla dağılma sürecine giren Memleket Partisi, CHP trollerinin dozu sürekli yükselen hakaretleri ve aşağılamalarına karşı bir direnç oluşturmaya başladılar. Artan istifalarla Parti hızla küçülmeye devam etse de kalmaya karar verenleri de partiye daha çok sahip çıkmak için bileyledi.
Fakat Memleket Partililer için asıl sıkıntı artık iyice belirginleşen seçim yenilgisinin bilinciyle seçime 2 hafta kala adaylıktan çekilmek için alt mesajlar vermeye başlayan Genel Başkanlarının aslında kaçmak için yol aradığının farkında olmamalarıydı. Seçime 3 gün kala artan linç girişimi ve montaj kaset/görüntüler Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmek için Muharrem İnce’ye altın bir fırsat oldu. Yine de bu kadar saldırıya uğramaları, neredeyse milletvekili adaylarının yarısının istifa etmiş olması ve Genel Başkanlarının Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmiş olmasına karşın Memleket Parti’sinin genç yapısı seçimde dik durup partilerinin %0,92 oy olarak “biz hala buradayız” mesajını net bir şekilde ilettiler.
Muharrem İnce’ye rağmen partide bir yenilik olma ihtimali çok zayıf olsa da Türkiye’nin bu genç ve heyecanlı partisi ya içinde gerçekleştireceği yeni bir yapılanma ile bir dönem Ecevit’in solda oluşturduğu Demokratik Sol siyaset rüzgarını yakalamak için çalışacaklar ya da son dönemlerinde yanlarında yer alan tek yapı olan Zafer Partisi ile daha fazla güç birliği içine gireceklerdir.
Genç Parti
Cem Uzan’ın kardeşi Mustafa Hakan Uzan’ın Genel Başkanlığını formalite icabı devam ettirdiği Genç Parti, ülke genelinde %0,21 oy alırken Uzan’ın memleketi Sakarya ve Trakya’da %0,5 oy oranının üstüne çıkabilmiştir. Halen Cem Uzan’a sadakat gösteren küçük bir kitlenin olması açısından dikkat çekerken Uzan’ın artık siyasetteki etkisini de kaybettiğini gösteriyor.
Adalet Partisi
Siyasette nostalji etkisi olarak görülebilecek, 1960- 1980 arasında Türk siyasetinde iz bırakmış olan Adalet Partisi hem dönemin “Demirelci” 60 yaş üstü seçmenleri arasında “ahde vefa” hem de bazı illerde (özellikle Orta Karadeniz) aday bazlı olarak ülke ortalamasının nispeten üzerinde aldığı oylar ile Zafer Partiyle birlikte kurduğu Ata ittifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayları olan Sinan Oğan’ın kampanyasına gösterdikleri destek partinin adının tekrar gündeme gelmesi sağladı.
2009 yılında CHP’den Beylikdüzü Belediye Başkan adaylığı ile kamuoyunun ilk kez gündemine gelen Genel Başkanlarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı sürpriz olmadı. Ancak parti, nostaljik kimliğinin ötesine geçemediği müddetçe 43 yıl sonra girdiği seçimler son seçimi olarak tarihe geçecektir.
Sol Parti
Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin devamı olarak kurulan Parti, son seçimlerde kayda değer bir başarı gösteremeyerek %0,12 oy aldı. Ancak özellikle dikkat çeken unsur ise daha önceleri ÖDP geleneğinin Türkiye’nin batısı ve özellikle Doğu Karadeniz’deki (Hopa ve Fatsa başta olmak üzere) etkisinin aksine Sol Parti 2023 seçimlerinde yalnızca Kürt seçmenin yoğunlukta olduğu bölgelerden yüksek oy alırken, diğer bölgelerde esamesi okunmadı. Bir ilginç ayrıntı da Tunceli’de; Belediye Başkanlığı ittifak ortağı Türkiye Komünist Partisi'nde olmasına rağmen Sol Parti %1,22 alırken TKP ise yalnızca %0,25’te kaldı.
Anavatan Partisi
1983-2002 yıllarında Türk siyasetinde başat rol oynayan Anavatan Partisi, Yaşadığı hızlı çöküşün ardından 2005-2007 yılları arasında Erkan Mumcu ile tekrar siyasette gücünü arttırmaya çalışsa da başarılı olunamamıştı. 2007’deki kapanışından iki sene sonra tekrar kurulan parti 2011 yılında Genel Başkanlığa seçilen İbrahim Çelebi tarafından yeniden siyaset sahnesine dönme yolunda çalışmalarını arttırdı.
Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’nin görüşlerine oranla Çelebi’nin ülkücü kökenli olmasıyla daha milliyetçi bir çizgide konumlandı. Ancak ilk kez seçimlere girebilme yeterliliğini kazandığı 2023 seçimlerinde nostaljik oy verme davranışının etkisiyle sadece merhum Genel Başkanları Mesut Yılmaz’ın memleketi Rize’de %0,6’ya ulaşabilirken ülke genelinde ancak %0,12 oy alabildi.
Türkiye Komünist Partisi
Son dönemlerinde iyiden iyiye HDP tahakkümünden kurtulmasına karşın TKP, 2018 seçimlerine katılma hakkı olmaması nedeniyle 17 bağımsız adayla katıldığı seçimlerde ülke genelinde seçime girememenin verdiği olumsuz etkiyle oy oranı yaklaşık %0,02 olarak gerçekleşmişti. 2019 yerel seçimlerinde ilk kez komünist bir partinin şehir belediye başkanlığını kazanmasının da verdiği özgüvenle 2023 seçimlerine giren TKP en yükseği Tunceli’de %0,25 olmak üzere toplamda %0,12 olarak gerçekleşti.
Oy dağılımı ittifak (Sosyalist Güç Birliği) ortaklığı yaptığı Sol Parti’nin aksine ülke genelinde belirgin farklılık içermemekle birlikte ülkenin değişen ekonomik dengeleri, çalışan nüfusun mavi yakalı, beyaz yakalı oranlarının değişmesi gibi göstergeler ile Türkiye Komünistlerinin geleneksel fabrika-işçi söylemlerinin aksine emek sömürüsünün en ağır etkilerinin artık plazalarda vb ofislerdeki çalışanlara olduğunun hala görmezden gelinmesiyle emekçiler arasındaki ofis çalışanlarının oranının hızla yükseldiğini fark ederek söylemlerini yenilemezlerse ülke gündeminden iyice uzaklaşarak “emekli lokali” konumuna dönüşecektir.
Vatan Partisi
Doğu Perinçek’in artık kült haline gelen partisi Türk siyasetinde her seçim düşen etkisinin artık yolun sonuna gelindiği 14 Mayıs 2023 seçim sonuçlarıyla net bir şekilde ortaya çıktı. Son yıllara kadar ortalama %0,25-0,35 oranındaki oyuna rağmen aktif bir gençlik yapılanmasına sahip olan Vatan Partisi özellikle gençlik yapılanmasının çözülmesiyle sadece vefa oylarıyla ancak %0,1 oy toplayabildi.
Millet Partisi
1980 öncesi Türk sağının önde gelen akımlarından “Yeniden Millî Mücadeleci”lerin partisi 12 Eylül 1980 ihtilalinin ardından yaşadığı dağılış sürecini 1991’de Refah Partisi ve Milliyetçi Çalışma Partisi ile yaptığı ittifak sayesinde meclise soktuğu 3 vekile rağmen durduramadı. Hareketin lideri Aykut Edibali’nin vefatının ardından silinme noktasına kadar gelen Parti Yeniden Millî Mücadele kökenlilerin ahde vefasıyla tekrar sahneye çıkmaya çalışsa da toplumda karşılığı kalmadığından %0,1 oyda kaldı.
Hak ve Özgürlükler Partisi
Parti kimliğini tamamen Kürt milliyetçiliğinden almasına rağmen 2023 seçimlerinde en yüksek oy oranına Kürt nüfus yoğunluklu iller yerine Sinop ve Ordu’da erişen HAK-PAR, ülke genelinde aldığı %0,08 oy oranıyla özellikle Kürt nüfus yoğunluklu illerde ise hiçbir varlık gösteremeyerek kapanma sürecine doğru ilerlememektedir.
Anadolu Birliği Partisi
Özellikle pandemi sürecinde covid-19 aşısına yaptığı muhalefet ile adını duyuran Anadolu Birliği Partisi seçimde halktan %0,08 karşılık gördü.
Halkın Kurtuluşu Partisi
Hikmet Kıvılcımlı ekolünü devam ettiren HKP, diğer Komünist partilerin gençlik yapılanmalarının aktifliğinin aksine ileri yaş kitlesiyle daha çok emekli devrimcilerinin mücadelesiyle ayakta durmaya çalışıyor. 2023 seçimlerinde elde ettiği %0,06 oy oranı da parti tabanının yaş ortalamasının yüksekliği nedeniyle düşmeye devam edecektir.
Güç Birliği Partisi
Ali Karnap tarafından kurulan Güç Birliği Partisi, seçimin en bilinmeyenlerinden biri olarak seçime girerken, Genel Başkanlarının Trabzonlu olmasına rağmen Trabzon’da aday göstermeyen parti % 0,05 oy alarak 2023 seçimlerinin bir rengi olarak yer aldı.
Türkiye Komünist Hareketi
Mücadele azimlerinin yüksek olması ile Tunceli, Artvin, Hatay ve Sinop gibi devrimci hareketin nispeten daha ön plana çıktığı illerde partilerinin aldığı ortalama oyun biraz üstünde başarı elde etmesine karşın seçimlerde elde ettiği oy oranı %0,03 ile diğer Komünist partiler gibi “yenilenme”lerinin vaktinin geldiği hatta geçtiği görülüyor.
TKP ve Sol Parti ile birlikte ülkedeki sosyalist hareket üzerinde yıllardır HDP’nin yarattığı tahakküme direnerek oluşturdukları “Sosyalist Güç Birliği” her ne kadar takdire şayan ise de 3 partinin de değişen dünya ve Türkiye ekonomisinin gerçeklerine karşın politika güncellenmesi yapamamaları kendilerinin Türk siyasetinde “retro” olarak sempatik görünmekle birlikte artık yeni Devrimci-Sosyalist önermelerde bulunmalarının gerektiğini fark edeceklerdir.
Milli Yol Partisi
Büyük Birlik Partisi’nin geçirdiği siyasi savrulmalar neticesinde Muhsin Yazıcıoğlu ekolünü sürdürmek üzere partiden ayrılan Remzi Çayır’ın kurduğu Milli Yol Partisi 81 ilin yarısında girebildiği seçimlerde BBP’nin cumhur ittifakı ortağı olmasının verdiği güce karşı direnemedi. “Muhsin Başkan”cı ülkücülerin BBP’nin baraj sorunu da olmaması, MYP’nin halihazırda çok güçsüz olduğu seçimde tek başına elde edebileceği herhangi bir başarı olmayacağı da düşüncesiyle 2023 seçimlerinde tercih dışı bırakılarak Büyük Birlik Partisi’nin geleneksel olarak nispeten kuvvetli olduğu Sivas ve Kahramanmaraş’ta eriştiği %0,25’lik oya karşın ülke genelinde %0,03 oyla ilk girdiği seçimde hezimete uğradı. Partinin aldığı düşük oy oranı Remzi Çayır ve yol arkadaşlarının diğer milliyetçi-Ülkücü partilerle birleşme yönünde hareket etmesine işaret ediyor.
Yenilik Partisi
IŞID’in 2014 yılında Musul Başkonsolosluğumuzu işgaliyle Türkiye’nin tanıdığı eski Başkonsolos Öztürk Yılmaz’ın CHP Ardahan milletvekili iken ihraç edilmesinin ardından 2020 yılında kurduğu Yenilik Partisi, kurulduğu günden bu yana kamuoyunda herhangi bir etkisi olmadı. Parti Genel Merkezinde uğradığı yaralama girişimi de olmasa partisinin adı duyulmayacak olan Öztürk Yılmaz, Yenilik Partisi’nin %0,02 oy oranına ancak erişebildiği 14 Mayıs 2023 seçimlerinde tüm partiler arasında son sırayı aldı.
Bağımsızlar
2023 seçimlerinde Türkiye genelinde toplamda %0,42 oy oranına erişen 151 bağımsız adaydan hiçbiri seçilme başarısı gösteremezken Elâzığ, Mardin ve Şanlıurfa’da aldıkları oy oranıyla diğer partilerin oy oranını etkilediler.
Elazığ’da bağımsız adaylar toplamda %12,14 oy alırken adaylar arasında %9,63 oy’a erişen Prof. Dr. Yasemin Açık hatalı kullanılan oyların iptal olması sonucu kıl payı milletvekilliğini kaçırdı. Mardin’de ise Mehmet Vejdi Kahraman’ın aldığı %5,08’lik oy seçilmesine yetmedi. Şanlıurfa’da da 8 bağımsız aday seçime girerken toplamda %5,2 oy oranı elde etmekle birlikte hiçbiri milletvekili olamadı.
*Bu yazı https://tayfunesmer.blogspot.com/2023/05/14-mays-2023-milletvekilligi-genel.html blog sayfasında 26/05/2023 tarihinde yayınlanan makalenin tekrarıdır.
Comentarios