top of page

Gönül Dağı’nda Veysel…

Güncelleme tarihi: 6 Eki 2023

Veysel bir sahnede; “insanın ölmeden, öldüğü anlar vardır ve ölümü iliklerine kadar hissettiği zamanlar vardır” demişti ya ne demek istediğini, o komadaki sahnede hissettim. Ben acılarımı gördüm orada... Kaybedilmişliklerimi, garipliğimi, yokluğu, manevi tarafımdaki açlığı gördüm. İzlerken gözyaşlarımı tutamadım, dakikalarca ağladım. "Hadi Veysel! Hadi Veysel! Yapma hadi kardeşim!" dedim çünkü sen garipliğimi, mahzunluğumu, çaresizliğimi, düştükten sonra “nerde kalmıştım” deyip o mücadele tarafımı anlattın. Kızın Yağmur’un doğumunda, en çaresiz olduğumuz anlarda bir yağmurun yağacağını anlattın bize. Muarem Emmiden yana hiç yüzün gülmedi; ama Rabbimin en güzel hediyesi Cemile idi. Bir kadındı hayat arkadaşını dağ yapan ve bir kadındı hayat arkadaşını yıkan. Çocukların ve Cemile için döndün, hoş geldin kardeşim aramıza. Cemile’nin bu hayata tutunmasındaki en büyük sebebi sendin. “Bir dizi insan hayatına bu kadar etki eder mi?“ diye sormayın yaşanmışlık olan her şey herkesin hayatına dokunur ki ben de bunu Veysel’de gördüm. Hayatla kavga edilemeyeceğini ancak yaşanılacağı varsa yaşanacağını gördüm. Sevdiklerin için tekrar hayata döndüğünü izlerken ağladım ve kendi geçmişime götürdü beni. Adana Devlet Hastanesi’nin yoğun bakımına gittim. Nenemi son görüşümde ağzında bir alet vardı. Doktor “çıkarmayın lütfen” demişti. Çıkarmadım; ama nenem bir şeyler anlatmaya çalıştı. Belki de “beni buradan çıkar” demek istedi ama ben bilemedim. Veysel’in sahnesini izlerken o anı tekrar yaşadım. Halâ da içime batar acaba ne diyecekti diye, içimde hep bir sızı olarak kaldı o yüzden. Hastanenin yanından her geçişimde hemen aklıma gelir, gözlerim dolar. 12 Eylül ihtilali olmuş, bedel ödediğimizi bilmediğim yıllarda Adana Polis Okulunda tutuklu olan babamı göremeden gelirdik anamla. Yokluk yılları idi, her yer çamur ve Polis Okulu’nun o soğuk demirlerinden tutunup bakardım nöbet tutan polislere. MP5 silah, polis panzeri... Yıllarca korktum polislerden….


Babamın Adana Polis Okulunda yattığı günlerde ben hep nenemin yanında kaldım. Nenem sırtına heybesini alır benim de elimden tutardı, köy garajına giderdik. Yolda istediğim oyuncakları alır, bir yandan ağlar bir yandan beni severdi. Kenan Evren’e ah ederdi. Demiştim ya yokluk yılları. nenemle köyde 10 gün kalır geri gelirdik eve sırtında yine heybesi ile. Hep dolu olurdu o heybe. Babamın cezaevinde olduğu dönemde arkadaşları gelirdi mahkeme için bilgi verirlerdi. Nenem onlara sorardı babamı, nenem bazen kızardı. “Benim oğlum olsaydı dışarıda, sizi çıkarırdı. Siz neden bir şey yapmıyorsunuz” diyerek ağlardı. Yine yollara revan olurduk beraber. O yokluk yıllarımda en güzel şey kırmızı MAN kamyonun kabininde, nenemin kucağında köye gittiğimiz anlardı. Bazen uyurdum, saçlarımı okşamasını, ağladığımı duyduğunda hemen “Ne oldu a yavrum Yusuf’um” deyişini. Belki bu hayatta sevildiğimi hissettiğim bir cümle hangisi diye sorsalar, tek bir yanıt verebilirim: “Ne oldu a yavrum Yusuf’um”. Belki de o yıllarda, yaşamanın tadını bulduğum ender bir cümledir “Ne oldu a yavrum Yusuf’um” sözleri.


Babam cezaevinden çıktıktan sonra Adana’dan ayrılmak zorunda kaldık. Yolumuz gurbete düştü çocukluk yıllarımda. Önce Osmaniye’nin Bahçe İlçesine oradan da Kayseri’ye. Gençlik yıllarımda ise uzun yıllar yurtdışında kaldım. Nenemin bana dediği cümle hala kulağımda “Yusuf’um, a yavrum babana Adana dar geldi, sana Türkiye” derdi ve ağlardı. Nenem yaz boyunca bizde kalırdı. O kaldığı yaz aylarında geceleri yatmadan önce beraber şu duayı ederdik “Yattım Allah kaldır beni sağıma soluma döndür beni” derdik sonra nenem kısık sesle duasını tamamlar, ardından da uyurduk. Ama ben geceleri kalkar nenemi öldü mü yaşıyor mu diye nefes alıp almadığını kontrol ederdim. Nefes aldığını hissetmezsem hemen ‘Nene nene” derdim “hımm” derdi, hemen içimden “Çok şükür yaşıyor” deyip yatardım. Yine bir gurbet dönüşü, Kayseri’de gece eve sabaha karşı gelmiştim. Kapıyı açtım, içeri sessizce girdim. Ev halkı uyuyordu ama nenem “Nerde kaldın a yavrum Yusuf’um. Seni bekledim” demişti. Ben gelene kadar uyumamıştı…


Sevdiklerimizdir bizi biz yapan ve bu sayede ancak dünyanın yaşanmaya değer bir yer olduğuna inanırsın…


Vesselam

2 komentarze


Gość
05 lut

Değerli yusuf yüreğine saglık

Polub

Gość
02 paź 2023

Yüreğine sağlık Yusuf’um.

Polub
bottom of page